Not: Aşağıdaki video görüntüsünde kanal adı görülmüyor, ancak sipikerin konuşmasının tipik Pekin ( 普通话Mandarin) Çincesi olması, alt yazıda kullanılan karekterlerin de basitleştirilmiş Çince karakter(简体字) olması bu kanalın Çin Halk Cumhuriyetindeki bir kanal olduğunu göstermektedir.
Çin Halk Cumhuriyetinde Özel Kanallar yoktur. Merkez TV dışında Eyalet ve İllerde yerel TV ler vardır.
“…..Türk Ordusunun ortak hücumuna karşılık, Rus hava kuvvetleri savaş uçakları çıkartarak kuşatma bölgesini şiddetli bombardımana tuttu.
Türk ordusu bu saldırıda çok ağır bedel ödedi. İnsan ve mühimmat olarak büyük zaiyat verdi.
Dikkat çeken konu ise, İdlib’teki durumun sürekli kötüye gitmesinden beri Rusya ve Türkiye’nin sahada ilk defa doğrudan çatışmasıdır.
Buna Türkiye’nin tepkisi ne oldu?
Türkiye Milli Savunma bakanlığının açıklamsına göre Türk Askeri karşı atağa geçerek 2 adet zırhlı araç ve 2 adet pikapı yok etti, 50 den fazla rejim askeri öldürüldü.
Durum gerçekten öyle mi?
Suriye tarafı bu konuda her hangi değerlendirme yapmazken, Ruslardan bir ek açıklama geldi. Türk askerinin her hangi bir misilime girişimi gözlemlenmimiştir.
Görülüyor ki, Türkiye sadece ağız kalabalığı ediyor.
Şubat ayının başından beri Türkiye neredeyse her gün bir kaç sert sözcük kullanarak, eğer Rus askeri Suriye rejim güçlerine yardım edip savaşa girerse Türk Askeri de muhalif güçlerle birlikte savaşa gireceğini söyleyip duruyordu.
Sonuçta Türk askeri darbe yedi, karşılık vermeye bile cesaret edemiyor.
İtibarını korumak için makyajla gerçekleri saklayordu, o da açığa çıktı.
Oysa Türkiye’nin bazı girişimleri olmuştu. Olaydan sonra Ankara tarafı Amerika’ya acil yardım çağrısında bulundu ve kendilerine sahip çıkmasını dileyerek, Beyaz saraydan Patroit savunma sistemlerinin satışının onaylanmasını talep etti.
Aynı anda Rusya’ya da itirazları vardı, Türk askerinin her harekatı Ruslara bildiriliyor olmasına rağmen Ruslar Türk askerini vurdu. Aslında Rusların kastlı olarak Türk askerini vurduğunu ima ettiler.
Son dönemlerde Türkler fazla şımarmış, sanki Rusları ciddiye almıyordu.
Ruslar ise Türkiye’yi hiç kale almak istemiyordu.
Ancak Türkiye doğrudan Suriye muhalif güçleri ile Rejim güçleri arasındaki savaşa müdahil olarak Rusların kırmızı çizgisini aşmıştı.
Artık Rus askeri kenarda seyredip bekleyemezdi.
Gerçekler de kanıtladı ki, gerçek güçlüler hiç bir zaman boş konuşmazlar, yaparlar.
Türkiye her gün sert açıklamalar yaparak sadece dış dünyayı aldatmakla kalmadı, sonuçta kendisini bile aldattı.
Kendisini gerçekten çok güçlü sanarken gerektiği zaman tık yok.
Sadece şikayet ve itiraz etmekten başka bir şey yapamadı.
Amerika’ya sırtını dayayan diğer ülkelerle hiç bir farkı yok.”
