Astana’da Vang Hav (WangHao) ile buluşma notları

 

Sözde Egitim_Kampi

Sözde Egitim_Kampi

Editörün Notu: Bu yazıda dile getirilenler Doğu Türkistan’ın en eski petrol üretim şehri olan Karamay şehrinde meskun bir Han Çinlisi olan Vang Hav (Wang Hao)’un bir şekilde geldiği Kazakistan’ın başkenti Astana’daki tanıdığı Azat Erkin’e gizli şekilde anlattıkları olup, Azat Erkin adlı kişi tarafından Çince ve Rusça olarak sosyal medyada dağılmıştır. Doğu Türkistan’daki son durumu bir Han Çinlisinin ağzından duyurmak için Türkçe çevirisini yaparak  sitemizde yayınladık.

 

Vang Hav (WangHao) Karamaylı bir gençti. Beni Astana’ya davet etti çünkü onlar Astana’da bir gün kalacak ve sonra iş için başka bir şehre gideceklermiş. İlk başta endişelerim vardı, ona güvenemedim ama daha sonra onun da izlendiğini öğrendim. Bu zor şartlar altında riskleri göze alarak bana bilgi aktarmak istediğini öğrenince fikrimi değiştirdim ve onunla buluşmayı kabul ettim.

15 Haziran 2018 günü öğle yemeği saatinde, onu kaldığı otelin restoranında bekledim ama bir süre sonra üç kişi geldiler. İçlerinden biri de Vang Hav idi. Vang Hav yemeği bitirdikten sonra tuvalete gideceğini söyledi, diğer iki kişi odasına gitti. Vang Hav lavabodan çıkıp yanıma oturdu ve bildiklerini aktardı:

Benim adım Vang Hav, 28 yaşındayım, bir şirkette çalışıyorum, ailem Karamay’da, son zamanlarda yaşanan olayları anlatmak istiyorum.

  1. Sincan’da (Doğu Türkistan) kimlikler 3 çeşide ayrılır: Beyaz zeminli, sarı zeminli ve kırmızı zeminli olarak adlandırılır. Eğer beyaz zeminli ise, seyahat etmek nispeten daha özgürdür. Sarı zeminli ise, köyden şehre seyahat edebilirsiniz, ancak şehre gitmek için muhtarlık onayı (ulusal güvenlik ile bağlantılı) gerekmektedir.  Eğer kırmızı zeminli ise, sadece köyde kalabilirsiniz ve herhangi bir yere gitme izniniz yoktur. Acil ameliyat olmak durumunda olsanız dahi köyden çıkmanıza izin verilmez, evde öleceksiniz. Eğitim kamplarından çıkan insanların çoğu kırmızı zeminli kimlik kartına sahiptir.

 

  1. Karım Adalet bakanlığında çalışıyor. Onun görevi, eğitim kamplarındaki (Sayragul Savutbay gibi) öğretmenleri eğitmek, gece gündüz demeden çalışıyor, tatil yapmak yok. Bir defa çok sinirlendim, onun neyle meşgul olduğunu sordum, eğitim kamplarında ne öğretiliyor? Sadece şunları söyledi: “Ben öleceksem bile sana söylemeyeceğim (ulusal sır)”. Ama bir kez ağzından sızdırdı ve bir olay anlattı, olay söyleydi: Altay’daki Han Çinlisi memur Mao, Korla’da çalışan Han Çinlisi memur karısı Li ile işlerin çok zor ve yorucu olduğunu konuşuyorlarmış. İkisi de WeChat’a ufak bir şikayetlerini yazışmış ve ertesi sabah bir grup silahlı adam gelip ikisini gözaltına almış, kendi görev yaptıkları eğitim merkezlerine yollamış.

 

  1. 2017 yılında Gansu Eyaletinden 30 bin kadro sözde yardım amacıyla Sincan’a getirildi, onların asıl görevleri yerel Han memurları ile azınlık memurların iş-hareketlerini, yaptıklarını izlemek. Eğer kim yanlış bir cümle söylerse onu doğrudan üst kuruma bildirir ve o memur gözaltına alınır. Hatta Gulca şehrinin Han Çinlisi ÇKP sekreteri de hapishaneye gönderilmişti (Gulca’da hapishaneye atılan en yüksek görevli kişi o olmalı). Diğer memurlar da atıldılar. Şuan mevcut olan yönetim yerel Han Çinlilerden değil, Çin’in iç bölgelerinden gelenler, özellikle çoğu Gansu’ludur.

 

  1. Uygurlar şu an artık çok sakın, hırsızlar yok, sosyal güvenlik iyi, ama her zaman açıklanamayan bir korku oluyor. Etraf hep polis dolu, polis arabası sirenler çalıyor, insanın içinde belirsiz bir baskı duygusu var, çok yorucu. Geçen sefer bir Han Çinlisi arkadaşımla nan (ekmek) alıyorduk. Ekmek satan Uygur yanlışlıkla Han Çinlisi müşteriye baktığı için Çinli adam bağırdı: “Neye bakıyorsun, eğitim kampına gitmek mi istersin? ” dedi. O Uygur koşup evine girdi ve parayı almak için kızı geldi.

 

  1. Başlangıçta camilerin yıkıldığına hiç inanmıyordum, yakındaki bir camiye (iş yerim Korla’daydı) özellikle gittim. Sadece tek bir duvar kaldığını ve içeride (cami) olmadığını gördüm. Oradan geçen bir kişi beni Müslüman zannetti ve alaylı bir edayla söyledi: “İçinde artık (cami) yok, orda oturup ibadet edebilirsiniz.”

 

  1. Herkeste bir “kapı giriş kartı” vardır. Hiçbir kişi o kart olmadan mağazaya giremez ve sadece belirtilen mağazalara girebilir. Örneğin elimdeki kapı kartımla sadece alt kattaki dükkana ve alışveriş merkezine alışveriş yapmak için gidebilirim. Başka mahalledeki mağazalara giremem, hiçbir şey satın alamam. Diğer mahalledeki mağazalarda izin verilmediği için alarm çalar. Bu yüzden belirtilen mağazalarda fiyat neyse onu ödeyip alıyoruz, başka seçeneğimiz yoktur.

 

  1. Daha önce restoranlarda helal simgesi vardı ama şu an hiçbir işaret yok. Hanlar tarafından açılan restoranlar ile etnik azınlıkların açtığı restoranlar arasında hiçbir fark yoktur. Onların Müslümanca veya Hanca restoran olduğunu öğrenmek için ancak şefin dış görünüşüne bakıp anlamaya çalışırsınız.

 

  1. Bir kere çocuğumu alışveriş merkezine götürdüm, elimde 0.5 litre şişe su vardı, bekçi bana bir yudum içmemi söyledi, ben içtim. Daha sonra çocuğum dondurma yiyeceğini söyledi ve dışarıya koştu. Dondurmayı alıp tekrar alışveriş merkezine girmeye yeltenirken bekçi elimdeki suyu tekrar içmemi istedi, ben tekrar içtim. Mağazayı dolaşıp çıkarken bekçi benden gene elimdeki suyu içmemi istedi, bu sefer kızdım ve durumu anlatmak için eşimi aradım, eşim onların taleplerini yerine getirmem gerektiğini söyledi. Onlar eğer ifademden memnun kalmazlarsa, beni eğitim kampına gönderme hakları varmış.

 

  1. Eğitim kamplarında Şi Cinping konuşmaları ve Büyük Kongre ruhunu ezberlemek gerekiyor. İyi ezberleyen serbest bırakılır. Genelde her 3 ayda bir kere değerlendirilir ama eğitim kampından çıkanlar öğretmen de olsa, kim olursa olsun, kamp içindeki herhangi bir haberi ortaya çıkarmaya cüret edemez, “öleceksem bile söylemem.” Bu cümle dışında herhangi bir bilgi kimseden alamazsınız.

 

  1. Şuan istifa etmek yok, eğer bir kere istifa başvurusunda bulunduysanız, 3 ay veya daha uzun süreli eğitim kampına gönderilirsiniz.

 

  1. Hudut çıkışı yaparken, sınır görevlisi bir Uygur’du, beni ofisine çağırdı ve sakalımın uzamış olduğunu söyledi. Ben Uygur değil Han Çinlisi olduğumu söyledim, o daha da sinirlendi ve hemen tıraş almazsam doğrudan eğitim kampına göndereceğini söyledi, çantadan hemen makineyi alıp ofiste tıraş oldum, sonra yurt dışına çıkmama izin verdiler.

 

Azat Erkin, Astana

15.06.2018

Kaynak:

https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=211964632978843&id=100024959231190

 

Yorum yaz